6 Nisan 2013 Cumartesi
BİR DÜZMECENİN ADI: İZMİR SUİKASTI : İZMİR SUİKASTI
BİR DÜZMECENİN ADI: İZMİR SUİKASTI : İZMİR SUİKASTI: Yazan: Fahrettin ÖZTOPRAK Ziya Hurşit Bey, Mustafa Kemal’in baş muhafızı Topal Osman tarafından öldürülen Ali Şükrü Bey’in ya...
İZMİR SUİKASTI
Yazan: Fahrettin
ÖZTOPRAK
Ziya Hurşit Bey, Mustafa Kemal’in baş muhafızı Topal Osman
tarafından öldürülen Ali Şükrü Bey’in yakın arkadaşıydı.[1]
Denilenlere göre, o, iki fedai bulmuş, Meclis’in etrafından keşif yapmıştı.
Güvenlik önlemleri çok sıkıydı. Sonra Anadolu Kulübü’nün çıkışında pusu kurmayı
denemiş, ama Mustafa Kemal o gece gün ağarıncaya kadar dışarı çıkmamıştı.
Ziya Hurşit Bey’in suç ortakları içinde Ayıcı lakaplı
Miralay Arif Bey ve eski Ankara valisi Abdülkadir Bey de vardı. İçlerinde en
yetkilisi İttihat ve Terakki hükümeti nazırlarından Şükrü Bey’di. Bu adam, bir
gece sarhoşken ağzından Mustafa Kemal’e suikast lafını kaçırmıştı.[2]
Hatta bu işin içinde Ziya Hurşit Bey’in de bulunduğunu söylemişti.[3]
Hüseyin Rauf Bey ve Ali Fuat Bey’e olaydan bahsetmişler, Şükrü Bey ve Ziya
Hurşit Bey bu iddiayı reddetmişler, sarhoş bir adamın lafını nasıl ciddiye
alırsınız demişlerdi.
1) Olay
Bundan tam 6 ay sonra, Mustafa Kemal’in Anadolu’da yaptığı
iki uzun geziden sonra, İzmir’i ziyaret edeceğini öğrenen suikastçılar, Şükrü
Bey’den almış oldukları mektubu İzmir’de Sarı Efe Edip Bey adlı birine vermek
üzere yola çıktılar. Mektupta iki imza vardı. Biri Şükrü Bey’in, diğeri Albay
Rasim Bey’indi. Albay Rasim Bey de İttihat ve Terakkicilerdendi. Sarı Efe Edip
Bey, onları Giritli Şevki adı biriyle tanıştırdı. Suikastı gerçekleştirecek
olan Gürcü Yusuf ve Laz İsmail’e o da katıldı. Suikasttan sonra Giritli
Şevki’nin motoruyla Sakız adasına geçecektiler. Ziya Hurşit Bey, bir kenarda
bekleyecek, eğer suikastta bir başarısızlık olur ise, müdahale edecekti.
Suikasttan bir gün önce Gürcü Yusuf ve Laz İsmail İstanbul’a
çekip gittiler. Bu ikisinin kaçıp gidişi Giritli Şevki’yi endişelendirdi. Bunu
gören o, gidip durumu İzmir valisine anlattı. Bunun üzerine Mustafa Kemal’e 14
Haziran 1926 akşamı telgraf çekilerek, ona Balıkesir’den İzmir’e çıkışını 24
saat ertelemesini söylediler.
Ziya Hurşit İzmir’de, Gürcü Yusuf ve Laz İsmail de
İstanbul’da otelde kalırken, Çopur Hilmi de evinde yakalandı. Mustafa Kemal,
16 Haziran 1926’da İzmir’e geldi.[4]
Çok geçmeden Ankara ve İstanbul’da tutuklamalar başladı. Suikastta adı geçen
ne kadar kişi varsa, ilgili veya ilgisiz hepsi tutuklandı. 25 mebus da
tutuklananlar arasındaydı. Dr. Nazım Bey ve Maliyeci Cavit Bey de tutuklanmıştılar.
Eski Ankara valisi Abdülkadir Bey kaçmıştı. Kazım (Karabekir), Refet (Bele) ve
Ali Fuat (Cebesoy) dahil Cumhuriyetçi Terakkiperver Fırkası liderleri de
tutuklandı. İsmet Paşa, sorumluğu üzerine alarak Kazım (Karabekir)’i serbest
bıraktırdı. Mahkemeye dışarıdan gelip katılacaktı.[5]
1) Nasıl Anlatılıyor
İstanbul'daki
Ahmet Şükrü Bey'den gerekli silah, cephane ve parayı teslim alan Ziya Hurşit,
Laz İsmail ve Gürcü Yusuf’la birlikte. 15 Haziran 1926’da, Gülcemal adlı
vapurla İzmir'e geldiler. İzmir’de bir çiftliği bulunan Sarı Efe Edip'in kahyası
Çopur Hilmi ve Giritli Şevki’yle işbirliği sağlandı.
Suikast
planında, Ziya Hurşit, Çopur Hilmi, Gürcü Yusuf, Laz İsmail ve Giritli Şevki
olmak üzere beş kişi tetikçilik yapacaktılar. Suikast
İzmir'in Kemeraltı semtinde yapılacaktı.
Mevleviler sokağındaki kavşakta Mustafa Kemal’'in otomobili dönerken
yavaşladığında; Ziya Hurşit'in kaldığı Gaffarzade Oteli ve Laz İsmail'le Gürcü
Yusuf’un kaldıkları otelin altında bulunan berber dükkanından ateş edecekler ve
bomba atacaktılar. O sırada yan sokakta bir otomobilde bekleyen Çopur Hilmi ve
Giritli Şevki’yle birlikte olay yerinden kaçacak, sonra motorla Sakız adasına geçeceklerdi.
Ancak Sarı Efe Edip'in o gün İstanbul'a gitmesinden şüphelenen Giritli Şevki, olayı
14 Haziran günü İzmir Valisi Kazım Paşa'ya durumu haber
verdi.[6] Gel de inan.
Bu olay Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nin en büyük düzmecelerinde ve yalanlarından
biriydi. Çünkü 15 Haziran günü Giritli Şevki’den başka adı geçen şahısların
hepsi daha güneş doğmadan gözaltına alınmıştı. Sanki 14/15 Haziran 1926'da
gözaltına alınan sanıklara tatbikat yaptırılıyor, vallahi pes.
2) İdamlar ve Mütalaa
Tutuklulardan
İzmit mebusu Şükrü Bey, Sivas mebusu Halis Turgut Bey, İstanbul mebusu İsmail
Canbolat Bey, Erzurum mebusu Rüştü (General) Bey, Eski Rize mebusu Ziya Hurşit
Bey, Eski Trabzon mebusu Hafız Mehmet Bey, Sarı Efe namıyla Edip Bey, Mebus
Albay Arif Bey, Emekli Albay Rasim Bey, Çopur Hilmi (Emekli Teğmen), Laz
İsmail, Gürcü Yusuf; firarilerden Eski Ankara valisi Abdülkadir Bey ve Eski
Bakanlardan İaşeçi Kara Kemal Bey idam cezasına çarptırıldılar. Bu idam
edilenlere sonradan sanıklardan Maliyeci Cavit Bey, Dr. Nazım Bey, İttihat ve
Terakki katibi Nail Bey ve Mebus Hilmi Bey dahil edildi.[7]İdam
edilenler içinde Saruhan mebusu Abidin Bey bile vardı.[8]
Yani, tam 19 kişi hakkında idam kararı verilmişti. Cavit Bey. “İdama Beş Kala” adlı hatıratında
olaydan bahsetmiştir.[9]
İdam edilenler içinde 9 mebus vardı.
Arif Oruç Bey, çıkarmış olduğu
gazetesinde söz konusu suikast teşebbüsünü, mürettip, yani tertip edilen İzmir
suikastı olarak yazdı, suikastın düzmece olduğunu iddia etti.[10]
Aslan Tufan Yazman ise “Atatürk’le
Beraber Devrimler, Olaylar” adlı kitabında, “Bu suretle İttihat ve Terakki kalıntısı kişilerin hemen hepsi tasfiye
edilmiş ve Cumhuriyet kurulduktan sonra muhalefete geçmiş olan kimselerin
kurduğu Terakkiperver Fırkası’nın mensupları da sindirilmiş ve etkisiz hale getirilmiş”tir
diyecektir.[11]
Halide Edip (Adıvar) da olayın komplo olduğunu belirtmiştir.[12]
Olay hakkında Kazım Karabekir; “Evet… Bir suikast teşebbüsü vardı. Fakat
benim gibi evinini ekmeğini fırından alıp koltuğunun altında getiren ve
köşesine çekilerek memleketin refah ve saadetini dilemekten başka bir
düşüncesi emeli kalmayanların değil, asıl bize o müthiş isnadı yapanların
suikastı vardı”[13]
der.
3)
Son Söz:
İsmet İnönü ne dedi:
"Eski Ankara valisi Abdülkadir,
İttihat-Terakki’nin, Meşrutiyetten evvelki fedailerindendir. askerdir. bizim
sınıftandır. Abdülkadir-Antep diye tanırız. Son derece enerjik ve
kararlı bir adam. Temiz bir adam. Çetin bir ihtilalci, ihtilal arkadaşlarına,
ihtilal fikirlerine bağlı. Meşrutiyetten önce, en güç zamanlarda
İttihat-Terakki’nin en gözde, en güvenilir fedaisi. Böyle bir adam. Abdülkadir,
Milli mücadeleye karışmadı. Uzaktan takip ediyor. Bilmiyorum; belki bu esnada,
arkadaşlarıyla bir macera içinde bulunmuş olabilir. İzmir suikastçıları içinde
Abdülkadir bulunsaydı, vaziyet çok tehlikeli olurdu. Bir defa tertibi bu kadar
dağıtmayacaktı. Tek başına da yapabilirdi... Tertip ondan gelseydi bu işi
mutlaka bitirirdi."[14]
Evet, gerçekten de İsmet Paşa doğruyu söylüyordu. Olay bir
tertipti. Kimsenin olaydan haberi yoktu. Bu nedenle her birini armut toplar
gibi topladılar. Güya o kişiler yargılandı. Gel de bunu külahıma anlat. Kılıç
Ali’nin Troçki’den akıl aldığı Devrim Mahkemesi böyle olur. Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu, İstiklal Mahkemeleri hakkında boşuna İhtilal Mahkemeleri demiyor,
elbette bir bildiği vardı. Devrim mahkemelerinden kimse adalet beklemez. Çünkü
bu mahkemeler devrimi kabul etmeyenleri yok eder.
İktidarı
devirme teşebbüs fikrine karşı çıkan ve deliliniz nerede diyen Cavit Bey’e
mahkeme başkanı Kılıç Ali, “Biz delile
bakmayız; vicdanı kanaatimiz ne ise ona bakarız” diyor. İdamından önce Sivas
mebusu Halis Turgut birden bağırır: “Yaşasın mefkûrem, payidar olsun Türklük!
Bir Türk, Türklüğe nasıl fenalık yapar.”[15]
[1] Türkiye Cumhuriyeti Tarihi -II-(Durmuş Yalçın, Prof. Dr. Yaşar Akbıyık, Prof. Dr. Yücel Özkaya, Prof. Dr. Gülnihal Bozkurt, Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, Prof. Dr. Erdinç Tokgöz, Prof. Dr. Refik Turan, Prof. Dr. Nuri Köstüklü, Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu, Prof. Dr. Mehmet Akif Tural, Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Doç. Dr. Cemal Avcı,), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2011, s. 56
[3] Ali Fuat Cebesoy, Siyasi Hatıralar (Büyük Zaferden Lozan’a, Lozan’dan Cumhuriyete) I-II. Cilt, Üçüncü Baskı, Temel Yayınları/157, İstanbul 2011, s. 598
[6] İzmir Suikastı -Vikipedi
[8] Süleyman Kocabaş, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 2 (Atatürk ve İnkılaplar Dönemi 1923-1938), Vatan Yayınları/38, İstanbul 2006,, s. 308
[9] Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 309
[10] Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 300
[11] Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 302
[12] Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 310
[14] Abdülkadir Bey, Ekşi Sözlük;
http://eksisozluk.com/abdulkadir-bey--1530978
[15] Ahmet Anaplı, İzmir Suikastı, Dünya
Gerçekleri, http://dunyagerceklerim.blogspot.com/2012/12/izmir-suikast.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)